Bunca zaman
yazmayıp şimdi böyle güzel ve beni çok heyecanlandıran bir haberle dönmek
bloga... Yeni, halis muhlis ev yapımı bir uygulamamız var artık sizlerle
paylaşmak istediğim: Poppy’s Adventures!
Şimdi biraz arka
plan: Malum Neva 3-4 yaş civarlarındayken bol bol tablet bilgisayar uygulaması
inceleme olanağım oldu. O zaman kendi bakış açım, biraz mesleki bilgim ve gözlemlerimle hangi uygulamaların o yaş grubundaki çocuklar için eğitici, öğretici ve eğlendirici olduğunu yazmıştım. Bu sırada bu uygulamaların özellikle bu yaş
grubundaki çocuklara yabancı dil öğretme potansiyeli oldukça cazip gelmişti
bana. Lingu Pingu, Toddler Flashcards, iTot Flashcards gibi kelime öğretmeyi
hedefleyen basit ama etkili uygulamalar favorim olmuştu. Peki ama bu
uygulamaların çocukların yabancı dil öğrenmesi üzerinde gerçekte nasıl bir
etkisi vardı? Bunu incelemek için bir araştırma projesi yazmaya karar verdim.
Piyasadaki uygulamalar yerine kendim bir uygulama geliştirip, bakmak istediğim
noktalara bakmak daha uygun olacak gibiydi. Neyse ki B.Ü Bilimsel Araştırma
Projeleri finansal destek talebime olumlu cevap verdi. Kafamda dağınık fikirler
vardı, büyük ideallerle yola çıkmıştım. Ancak elbetteki yazılımın
geliştirilmesi ve grafik tasarımın yapılması en az içerik kadar önemliydi ve bu
işi hem seven, hem bilen, hem de hevesli birileriyle çalışmak gerekiyordu. En
azından 2 sene önce Türkiye’de tablet uygulama geliştirme işi hala ilk
adımlarını atıyordu sanırım, bir de üstelik tam o sırada hararetlenen Fatih
Projesi ile sular iyice bulanmıştı. Düzgün ve istediğim gibi bir hizmet
sağlayıcı bulmakta çok zorlandım. Maliyetler inanılmaz yüksekti, oysa benim çok
kısıtlı bir bütçem vardı. Öyle görünüyordu ki bu iş neredeyse gönüllülük
esasına dayanarak yapılacaktı. İşte tam da bu noktada daha önce Gideros Mobile ile Bir Kar Masalı
ve Filin Banyosu gibi iki başarılı projeye imza atmış çok sevgili Özgüranne ve
OİP ile bir araya geldik. Karşılıklı fikir alışverişleri ve birlikte heyecanlanmalar
sonunda yaptığı işi bu kadar seven, iyi bilen, hem girişimci, hem dost iki kişiyle, Özgüranne
ve OİP ile birlikte yola çıktık böylece.
Uygulamanın
içeriğini ben yazdım. Çok kapsamlı ve mükemmel bir uygulama olma iddiası yok
ancak biraz sonra bahsedeceğim bazı özellikleriyle çocuklara anlamlı ve doğal
bir şekilde İngilizce kelime öğretmeyi hedefliyor ve kısa bir süre sonra
yapacağım araştırmayla da zaten empirik veri toplayarak bu özelliklerin ne derece
başarılı olduğunu görmeyi amaçlıyorum. Uygulamanın grafik tasarımını OİP yaptı.
Her bir sahnenin her ayrıntısını özenle, titizlikle, emekle çizdi, hepsine
ince zevkini kattı. Süreç içinde yapılan çizimleri parça parça gördükçe
heyecandan yerimde duramıyordum. En sonunda da öyle harika bir iş çıkardı
ki, şahsen ben bakmaya doyamıyorum. Programlamayı, yani işin bel kemiğini Özgüranne
yaptı. Sabırla benim “şöyle olabilir mi, böyle olsa nasıl olur?” sorularımı
cevapladı, harika fikirler ortaya koydu, hiçbirşeye “aaa, yok onu yapamam”
demedi, olurunu bulmak için emek verdi, büyük bir titizlikle çalıştı ve başka söze
gerek var mı bilmem, uygulamaya can verdi. Ve üçümüz birlikte, araya giren
doğum, hastalık ve diğer iş yoğunluklarına rağmen, huzurla ve zevkle çalıştık.
Tabi bir de seslendirmeciler var bu uygulamaya ses veren. Hepsi dostlarımız ve
dostlarımızın çocukları ve hepsinin de anadili İngilizce. Onların da katkısı
çok ama çok değerli. Sonuç olarak ortaya çıkan ürün bizim hoşumuza gitti. Dileriz siz de beğenir, faydasını görürsünüz. J
Uygulama ne yazık
ki şu anda yalnızca iPad üzerinden indirilip kullanılabiliyor. Amacımız
kesinlikle herhangi bir firmanın ürününün promosyonunu yapmak değil. Ama bize
tanıdık olan ve sık kullandığımız bir platform seçmek zorundaydık, iPad oldu. Dediğim
gibi bu uygulama kısıtlı bir bütçeyle, çoklukla gönüllülük esasına dayalı
şekilde geliştirildi. Eğer severseniz ve ileride yeterli zaman olursa Android
versiyonunu da geliştirmeyi istiyoruz (yaşasın Özgüranne J).
Şimdi biraz da
uygulamanın içeriğinden bahsedeyim.
Poppy’s
Adventures, Poppy adında 6 yaşında bir kız çocuğunun maceralarını anlatıyor. Temel
hedefi okul öncesi çağda olup henüz okuma yazma bilmeyen çocuklara çevrelerinde
karşılaştıkları basit kelimelerin İngilizce karşılıklarını, onlar için anlamlı
bağlamlar içinde, doğru telaffuzlarıyla birlikte öğretmek. Bunu yaparken bu yaş
grubundaki çocukların en iyi bildiği ortamlar olan ev, okul ve oyun parkından
yararlandım. Araştırma amaçlı bir uygulama geliştirme fikri ortaya ilk
çıktığında niyetim en az 5-6 modül geliştirmekti, ancak eldeki şartlarla
şimdilik yalnız bir modül geliştirebildik. Bu araştırma için tasarlanan eğitim
modülünün (bu uygulama) hedefleri arasında şunlar var:
• Çocuklara yakın çerverelerinde (oyun
parkı, ev ortamı, sınıf ortamı vb.) yer alan nesnelerin İngilizce isimlerini
öğretmek
• Çocuklara aile bireyleri, arkadaş ve
öğretmen gibi kelimeleri öğretmek
• Çocuklara merhaba, günaydın, iyi
günler vb. basit selamlaşma cümlelerini öğretmek..
İmkan olur da
ilerde yeni modüller geliştirebilirsek başka kalıplar ve sık kullanılan başka
kelimeleri de öğretmeyi istiyoruz.
İlk üç sahne olan
ev, okul ve oyun parkında anlatıcı çocuklara bu ortamları anlatıyor. İngilizce’yi
hiç bilmeyen bir çocuğun bu cümleleri anlaması elbette imkansız ancak burada
amaç çocuğun ilk dinleyişinden çok, daha sonraki dinleyişlerinde tanıdığı kelimeleri
aradan duyup yakalaması ve bağlantılar kurması. Uygulama henüz okuma yazması
olmayan çocuklara yönelik olduğu için yazılı hiçbir materyal kullanmadık ama
ileri bir versiyonda anlatıcının söylediklerinin altta bir bantta yazılı olarak
görülmesi, hatta o anda söylenen kelimelerin farklı bir renkle çocuğa gösterilmesi
de faydalı olabilir. Ayrıca her sahnede çocuklar resimdeki nesnelerin (kitap,
bilgisayar, salıncak, kapı, suluboya vb.) üzerine dokunduğunda o nesnenin
ismini İngilizce olarak duyabiliyor.
![]() |
Poppy evde |
![]() |
Poppy okulda |
![]() |
Poppy oyun parkında |
Bu üç sahneden
sonra Poppy’nin doğumgününün anlatıldığı, 5 ekrandan oluşan kısa ve basit bir
hikaye var. Bu hikaye esnasında da çocuklar anlatıcının anlattığı hikayeyi
dinliyor, karakterlerin üzerine dokunarak onları konuşturuyor, nesnelerin
üzerine dokunarak İngilizce söylenişlerini duyabiliyorlar. Çocuklar bu hikaye
esnasında daha önce öğrendikleri kelimeleri bir bağlam içierisinde tekrar duyma
imkanı buluyorlar. Bu hikayede de, uygulamanın diğer tüm kısımlarında da resimlerde
geleneksel aile rollerinin biraz dışına çıkmaya çalıştık.
Hikayeyi, çocukların çok seveceğini düşündüğüm Flashcards kısmı takip ediyor. Burada, önceki
sahnelerde yer alan ve o bölümlerde çocukların adını duyduğu otuz küsür kadar nesne bağlam
dışında tek tek çocukların karşısına çıkıyor. Çocuklar otomatik olarak o
nesnenin adını anadili İngilizce olan seslendirmeciden duyuyorlar ve daha sonra
sol üst köşedeki mikrofona dokunarak kendileri de tekrarlıyor ve otomatik
olarak kendi telaffuzlarını dinleyebiliyorlar ve işin güzel tarafı bunu
diledikleri kadar çok tekrar edebilirler. Burası Neva’nın en çok eğlendiği
bölüm oldu. J
IMG 5948 from senem yildiz on Vimeo.
(Arkada cıvıltıları duyulan minik kuş da bizim iki numara olur bu arada :-) )
Oyun kısmında ise
önce üç bölümden oluşan bir gölgeli yapboz var. Uygulamanın başında yer alan
ilk üç sahne bazı boşluklarla çocuğa sunuluyor. Fondaki ses çocukları istenilen
nesneyi doğru yere yerleştirmesi için yönlendiriyor. Bu aşamaya kadar sadece anlatıcıyı
dinleyen çocuklardan bu defa biraz daha aktif bir rol almaları ve duydukları
ses ile ekranda gördükleri resmi eşleştirerek doğru nesneyi seçip yerine yerleştirmeleri
isteniyor. Çocuklar doğru nesneyi yerleştirene kadar yönerge tekrarlanıyor.
En sonda ise 8
karttan oluşan bir hafıza oyunu var. Çocuk kapalı olan kartlara dokununca kart
açılıyor ve üzerinde görülen resmin İngilizce olarak ismi söyleniyor. Çocuk aynı
iki kartı bulunca o kartlar ekrandan kayboluyor. Bu kısmı bu kadar dar
tuttuğumuza ben sonradan çok üzüldüm. Kelimeleri pekiştirmek anlamında oldukça
faydalı olduğuna inandığım bir bölüm burası.
En başta
belirttiğim gibi bu aslında araştırma amaçlı geliştirilmiş bir deneme
uygulaması. Faydalı olacağına inandığımız epey bir bölüm var ama tabi bu konuda
araştırma yaptıktan sonra konuşmak daha doğru olur. Yalnız geçen gün Neva heyecanla
“anne, hani şu parklarda ellerimizle tutunarak ilerlediğimiz şey var ya, onun
İngilizcesi ne biliyor musun? Monkeybaaaar!” diyince doğru yolda olduğumuzu bir
kez daha anladım.
Sonuç olarak eğer
cihanız varsa, çocuklarınız hedef yaş grubuna uyuyorsa ve uygulamayı indirip de
çocuklarınızla kullanırsanız lütfen olumlu ve olumsuz yorumlarınızı bize
iletmeyi unutmayın.
11 yorum:
Ne güzel bir proje. Nil 2.5 yaşında ama ben de izleteceğim. Tepkilerini mutlaka yazarım. Blogda da paylaşacağım.
Siz her zamanki gibi harikasınız..
Senemcim, indirdim ben, muhteşem görünüyor, benim kız daha denemedi, haftasonu denetip tekrar geri bildirim yapacağım. Ama ben bayıldım. Emeğinize sağlık! Çok önemli bir çalışma olmuş. Harikasınız cidden!
Harikasınız Senem'cim:) Hepinizin emeğine sağlık:) Üçünüzü de öpüyorum ama o iki numarayı biraz daha çok:)
3-4 yaş grubu için önerdiğiniz uygulamaların android versiyonlarını bizim evdeki neva :) için kullanıyorduk. Bununda android versiyonunu çok isteriz.
Elinize saglik. Arastirmanin sonucunu merak ettim, daha sonra paylasirsaniz sevinirim.
Harikasınız:) kızım 20 aylık daha ama biz de indirdik, şimdilik görselleri çok sevdi, detaylı bakamadık daha, ilerleyen zamanlarda geri bildirimde bulunacağım.
Süpersin Senemcim ellerinize sağlık
android icin de uygulama var mi ?
süper bişeymiş teşekkürler ..
👏👏👏 Bravo Senem'cim, harika bir proje 👏👏👏
Yorum Gönder